Kahve Vakti

FIKRALAR

Kahve Vakti

Cimri

Cimri bir kişi ölümü yaklaşınca oğullarını yanına çağırır.Üç oğlunada vasiyette bulunur . Ben ölünce hepinizin mezarıma tek tek birer milyar koymanızı istiyorum der. Adam öldükten sonra sırayla 1. ve 2. oğlu mezara gider ve birer milyar parayı mezara koyarlar daha sonra babası gibi parayı seven 3. oğluda mezara gider ve mezardaki paraları alır yerine babası adına bir 3 milyarlık çek koyar.

Satıcı

Elektrik süpürgesi satıcısı, bir apartman dairesinin kapısını çalmış, kapıyı açan bayana - "Hanımefendi, bu elimde görmüş olduğunuz kovanın içinde at pisliği var ! " demiş ve bu bir kova pisliği evin içine doğru savurarak döküvermiş. Sonrada - "Hanımefendi, elimdeki elektrik süpürgesi ile 10 dakika içinde bunu temizleyemezsem, bu boku yiyeceğim..! "demiş. Kadın satıcıya şöyle bir bakmış.
- "Beyefendi, üstüne domates sosu da istermisiniz ? Elektrikler kesik de ....! "

Seçim

İki mühendislik öğrencisi kampus içerisinde yürürken biri diğerine sorar, "Bu muhteşem bisikleti de nereden buldun ?" Diğeri cevap verir, "Dün tek başıma dolaşırken bir yandan da okulu bitirince ne iş yapacağımı düşünüyordum. Birden bu bisikletin üzerinde nefis bir kız geldi ve yanımda durdu. Bisikleti çimenlerin üzerine bıraktı ve üzerindeki bütün giysileri çıkarttı. Sonra da bana "Hangisini istiyorsan al" dedi." Diğer öğrenci arkadaşını doğrularcasına başını sallayarak, "İyi seçim yapmışsın, elbiseler belki sana uymayabilirdi".

Bebek

Adamın biri misafirliğe gitmiş. Akşam olunca haliyle sormuşlar. Bizim odadamı yatarsınız, bebeğin odasında mı, yoksa boş bir odada mı? Adam düşünmüş: Karı-koca nın yanında yatılmaz, bebekte uyanır ağlarsa uykusu kaçacak ben boş odada yatarım demiş, Sabah olunca adam elini yüzünü yıkamış, bir de bakmış çok güzel bir kız adama havlu tutuyor, Adam: - Kızım senin ismin ne?,,,,,diye sormuş. KIZ : - Bebek amcacığım ya sizin isminiz?...
Adam: - Eşşek kızım eşşeeeek.

Süzme

Temel'in 8 tane çocuğu varmış. Ama hepsi de birbirinden salak, geri zekalıymış. Temel ve karısı Fadime doktora gitmişler, durumu anlatmışlar. Böyle böyle biz artık çocuk istemiyoruz demişler. Doktor bunlara 1-2 kutu prezervatif vermiş. Nasıl kullanılacağını falan anlatıp yollamış. Neyse bunlar kullana kullana bir gün prezervatifleri kalmamış. Temel kara kara düşünmeye başlamış . Ne yapsak ne etsek diye Fadime " Dur ben sana dantelden örüvereyim demiş." Ölçüyü falan almış 1-2 gün içinde örmüş. Aradan 9 ay geçmiş. Temel ile Fadime nin 1 çocukları daha olmuş . Zamanla çocuk büyümüş, 9-10 yaşlarına gelmiş. Ama nasıl bir çocuk zeki mi zeki, fırlama mı fırlama . Önceki 8 ine hiç benzemiyor. Tüm sınavlarda birinci, sporda tüm şehrin en iyisi, köyün en zeki, en atılgan çocuğu olmuş. Bir gün Temel kahvede otururken sormuşlar. " Ya Temel senin 9 çocuğun 8'i deli mi deli bu sonuncusu nasıl oluyor da bu kadar akıllı oluyor? " Temel gerine gerine cevap vermiş. " Süzme o, süzme..! "

Heykel

Kadın sevgilisiyle birlikteyken kocasının eve girdiğini duyar.
- Çabuk! Köşeye geç ve bir heykel gibi davran. Adamın her yerine bebek yağı sürer, üzerine de bebe pudrası serper.
- Sakın kımıldama ve heykelmissin gibi davran!
- Bu nedir? hayatım, diye sorar kocası kapıdan girer girmez.
- O mu? Sadece bir heykel. Smithler yatak odaları için bir tane almışlardı. O kadar sevdim ki bir tane de ben ısmarladım. Kimse o andan itibaren heykel hakkında konuşmaz hatta yatağa girene kadar. Gece saat iki gibi koca kalkar ve mutfağa gider, bir kaç dakika sonra da elinde bir sandviç ve bir bira ile geri döner.
- Al bakalım, der, bir şeyler ye. Ben 3 gün boyunca Smith'lerde idiyot gibi dikilirken kimse bana bir bardak su bile vermemişti.

3 Dilek

Şişman bir adamın karşısına bir gün bir cin çıkar. Cin 3 şey dile benden der. Adam şişman olduğu için ilk olarak ince olmak isterim der. İkinci olarakta şimdiye kadar kadınlardan hep uzak oldum, onlara yakın olmak isterim. Son olarakta hep uçmak isterdim onun içinde kanatlarım olsun isterim der. Cin peki der ve Adamı ince kanatlı bir orkit yapar.

Kuş

Temel şehre inmiş. Bakmış pencere kenarında bir papağan. İçinden: _Allah allah kuşa bak yav....demiş. Tabi bu arada papağan da Temel'in kendisine baktığını görüp: _Ne bakıyorsun hemşerim... demiş. Temel biraz şaşkınlık biraz da saflıkla: _Afedersun hemşerum. Ben seni kuş sandiydum.

 Futbol

60'lı yaşlarına gelmiş iki adam, bir ömür boyu birbirlerinin en iyi dostu olmuşlardı... Derken bir gün bir tanesi ağır hasta oldu.. Ölüm döşeğindeyken yanında yine en iyi dostu vardı ve ona fısıldadı: "Bana bir iyilik yap olur mu... cennete gittikten sonra orda futbol oynanıyorsa lütfen bir şekilde bana haber ver.." Öteki " Tamam..."dedi.. "Bütün hayatım boyunca en iyi dostum sendin, bunu senin için yapacağım.." Ve birkaç dakika sonra da öldü...Bir hafta sonra adam uyurken birden arkadaşının sesini duydu:  "Dostum.....sana bir iyi bir de kötü haberim var..."Öteki hemen sordu: "İyi haber nedir? " "Cennette futbol oynanıyor....." "BU HARİKA...!!! Peki kötü haber nedir???" 
"Yarınki maçta kalede sen varsın..."

Mars

Temel, Mars'a gidecek ilk astronottur. Çok paraya mal olmuş¸ muhteşem bir uzay gemisi ile giden Temel'den dönüşüne kadar haber alınamaz. On yıl sonra geri döndüğünde flaşlar patlar, herkes merakla etrafını sarar ve sorarlar; "Mars'ta hayat var mı?" Temel omuzlarını silker; "Yok ..." Bilim adamları, basın ve tüm dünya hayal kırıklığı içindedir. Temel'i uçağa bindirip Trabzon'a uğurlarlar. Akşam evinde ailesi ile kendi dönüşünü seyrederken Temel'in oğlu sorar; - Baba yav, hakikaten hayat yok muydu acaba? Temel yine omuzlarını silker;
"Haçan, saat 11 dedin miydu bütün tükkanlar kapanii! Sen puna hayat mı diisin?"

 Rota

Bir savaş gemisi karanlık ve sisli bir gecede yol alıyormuş. Derken kaptan köşkündeki komutan tam karşıda ve uzakta üzerlerine doğru gelen bir ışık farketmiş. Hemen karşı tarafa sinyal göndererek şu mesajı geçmiş:
-"Derhal rotanızı 30 derece doğuya çeviriniz" Karşıdan anında cevap gelmiş:
-"Sen rotanı 30 derece batıya çevir!" Komutan şaşırmış, biraz da sinirlenmiş, mesajı tekrarlamış:
-"Rotanı derhal 30 derece doğuya çevir, emrediyorum!" Karşıdan cevap:
-"Asıl sen rotanı 30 derece batıya çevireceksin!"
Komutan öfkeden küplere binmiş, bir mesaj daha yollamış.
-"Ben 30 yıllık kaptanım, sana son kez emrediyorum, rotanı 30 derece batıya çevir!"
-"Sen 30 senelik kaptansan ben de 20 senelik denizciyim, sen rotanı 30 derece doğuya çevir."
Komutan, o kadar sinirlenmiş ki, hemen mürettebata bütün topları ateşe hazır hale getirmelerini emretmiş ve son kez bir mesaj göndermiş: -"Burası bir savaş gemisi, derhal rotanı 30 derece batıya çevirmezsen ateşe başlayacağız."
-"Burası da bir deniz feneri.. Sen rotanı bir an önce 30 derece doğuya çevirmezsen birazdan kayalara çarpacaksın"

Amerika

Temel ve Dursun bir gün ellerinde sazla Amerika'ya giderler. Baya dolaştıktan sonra yorulurlar ve uyurlar. Sabah kalktıklarında etraflarında birsürü Kızılderili görürler, çok korkarlar, Temel Dursun'a "Dur bunlar hayatta saz görmemiştir, bi saz çalayım da kaçsınlar" der. Temel'in saz ı çalmasıyla Kızılderililer hızla kaçarlar. Dursun "waay sen bunları sadece bir sazla kaçırdın...o zaman buranın adı TEKSAZ olsun"der. Ertesi gün dolaştıktan sonra tekrar uyurlar sabah kalktıklarında etraflarında gene Kızılderilileri görürler. Bu sefer Dursun "bide ben saz çalayım de korkup kaçsınlar" der. Dursun sazı çalar ama Kızılderililer korkmaz ve sazı Dursun'un ?ötüne sokarlar. Temel de "ehe...bu sazı senin ?ötüne soktular o zaman buranın adı ARKANSAZ olsun." der. Ertesi gün uyurlar uyandıklarında gene karşılarında Kızılderilileri görürler. Bu sefer Temel "dur başka bi yöntemim var." der ve güçlü bir sesle osurur. Ve adamlar kaçmaya başlarlar. Dursun da "mademki adamları osurup ta kaçırttın buranın adı LAZVEGAZ olsun" der.

Parmak

Temel doktora gitmiş.
- Hastayım doktor, çok hastayım, vücudumun her yeri ağrıyor, nereme dokunsam sızım sızım sızlıyor, döküluyor adeta...
Doktor:
- Nasıl hastalık o, tüm vucüdunu saran, ağrıtan?
Temel parmagının ucuyla kafasına dokunmuş.
- Ay ay ay...
Sonra göğsüne parmağını basmıs ve yine acıyla bağırmıs. Sonra beline, yine acıdan allak bullak olmuş, sonra bacaklarına... Temel parmağını neresine dokundursa ağrıyla irkiliyormuş... Doktor daha fazla dayanamamış.
- Ver bakayım şu elini, demiş Bak oğlum senin parmağın kırık...

Maliyeci

Ormanı maliyeciler basmış.Bunun üzerine başlamış Aslan kaçmaya, yolda bunu gören Tavuzkuşu sormuş, neden kaçıyorsunuz? E demiş Aslan bende kürk,hanımda kürk,çocukta kürk biz kaçmıyalımda kim kaçsın? Tavuzkuşu da başlamış kaçmaya, yolda Kaplumbağa sormuş,neden kaçıyorsunuz? E demiş bende takı,hanımda takı,çocukta takı. Başlamış kaplumbağada kaçmaya, bu sefer maymun yollarını kesmiş,neden kaçıyorsunuz, e demiş bende ev,hanımda ev,çocukta ev. Başlamış maymunda kaçmaya yolda duraklamış şöyle bir düşünmüş ben neden kaçıyorum ki? 
"Benim kıçım açık,hanımın kıçı açık,çocuğun kıçı açık."

Tavşan

Bir gün tavşanın biri eczaneye girer ve
-'evoin var mı evoin' der.
eczacı
-'kardeşim sen manyakmısın.burası yasal bir yerdir burada eroin olmaz .hadi dışarı'der ve kovar.
tavşar bir süre sonra yine gelir ve yine
-'evoin var mı evoin' der.
eczacı sinirlenir ve
-'yooook be yok.salak mısın be'der.
tavşan bir süre sonra tekrar gelir aynı şekilde
-'evoin var mı evoin' der.
eczacı usanmıştır ve başından defetmek için
-'var lan'der.
tavşan cüzdanını çıkarır ve
-'NAVKOTİK' der.

Sen İçince Sapıtıyorsun!


Temel bir gün bara gitmiş ve barmene şöyle demiş:
-Bana bi bira, sana bi bira, herkese benden bira ...Sıra hesaba gelmiş fakat temelin üstünde hiç para yokmuş ve barmen bunu dövüp dışarıya atmış.
Ertesi gün gene gelmiş ve barmene Bana bi bira, sana bi bira, herkese benden bira demiş.İçmişler sıra hesaba gelmiş temelin üstünde gene para yok barmen bunu dövüp dışarıya atmış
Ertesi gün gene gelmiş ve barmene şöyle demiş
-Bana bi bira herkese bi bira sana yok sen içince sapıtıyorsun.

 Bağırmadı

Dilbilgisi dersiydi...Öğretmen çocuklara soru sordu:
-Çocuklar,bağırmadım,bağırmadın,bağırmadı deyince ne anlarsınız?
Öğretmen çok parmak beklerken kimse parmak kaldırmadı.Neden sonra Temel parmak kaldırdı:
-Telaşa gerek yoktur,kimse bağırmamiştur.

Tır Şoförü

Diyarbakırlı bir kamyon şoförü bir gün yolda ilerlerken radyodan bir anons duyar : 'Dikkat dikkat dünyamızı uzaylılar istila etmiştir. Küçük yeşil yaratıklardır. Korkmayın zararsızdırlar.' Kamyon Şoförü yoluna devam etmiş ve çişi gelmiş. Yolun kenarındaki çalılığa ilerlemiş ve çalılıkğın kıpırdadığını ve sesler geldiğini farketmiş. Aklına da radyodaki anons gelmiş. Tanışmak istemiş ve çalılığa doğru seslenmiş ' Diyarbakırlıyam , kamyon şoförüyem , sizinle tanışmak istiyem ' , çalılıktan hiç bir ses yok. bizimki yine ' Diyarbakırlıyam , kamyon şoförüyem , sizinle tanışmak istiyem ' çalılıktan yine ses yok. Bizimki bu defayüksek sesle ' DİYARBAKIRLIYAM , KAMYON ŞOFÖRÜYEM , SİZİNLE TANIŞMAK İSTİYEM ' diye bağırmış. Çalılıktan ürkek bir ses ' Urfalıyam , Tır şoförüyem , sıçıyam '

Fıkralar sürekli yenilenmektedir...